Tatil denilince, memleket ziyaretini bir yana koyarsak akla ilk gelenin deniz, güneş ve kum olduğunu, çocuğun okulu, hanımın günü derken uzun iş maratonundan sıyrılabildiğiniz senelik izin günlerinizin de mecburen tatil sezonu olan yaz aylarına denk getirildiğini biliyoruz. Hele ki eğer eşiniz de çalışıyorsa, yıllık izinlerinizi en çok rağbet gören yaz aylarının uygun bir haftasında aynı tarihe denk getirmek bile ince bir hesap gerektiriyor.
Peki, hiç sezon dışında tatil yapmayı düşündünüz mü?
Otopark yeri mücadelesi, gişede uzun kuyruklar ve bunaltıcı sıcak olmadan müze ve ören yerlerini sindire sindire gezebilmek kulağa nasıl geliyor? Trafik ve gürültü derdi olmadan tatil için seçtiğiniz şehre varabilmek, bu arada da ileride yaşamayı hayal ettiğiniz o küçük sahil kasabasının sezon dışı dingin haline şahit olmak, hem de en uygun fiyatlarla…
Üstelik bu dönemde sezondaki misafir telaşına, koşuşturmaya ve varsa dükkan/ticaret işlerine ara vermiş olduklarından, aradığınız araziyi bulmanıza yardım edecek, oradaki yaşama dair deneyimlerini aktaracak daha çok kişiye kolayca ulaşabileceksiniz. Bunun için yapmanız gereken tek şey, köy kahvesine oturup tavşan kanı bir çay söylemek.
[table id=3 /]
Kış aylarında İstanbul ve Ankara’da soğuklar devam ederken, Akdeniz veya Güney’in sahil kasabalarının deniz kenarlarında üzerinizde ince bir giysi ile kahvaltı yapabilir, toprak kokusunun eşlik ettiği doğanın uyanışına şahit olabilirsiniz. Bunun yanında, büyük şehirlerin tüm yıl boyunca durmaksızın yüklediklerini, çıplak ayaklarınızla bomboş kumsalda yapacağınız bir yürüyüş kadar hızlı toprağa başka ne aktarabilir ki.
Eğer tatil için seçtiğiniz yerde bir mülk edinmek istiyorsanız, yine bu aylarda en uygun alternatifleri bulmanız, her an satılır korkusu yaşamadan sağlıklı değerlendirmeniz çok daha rahat olacaktır. Ocak ayının ilk günlerinde satın aldığımız köy evimizin tapu işlemleri ile su ve elektriği üzerimize almamız toplam 25 dakika sürmüş, İstanbul’a döndüğümüzde bu enteresan hızı anlata anlata bitirememiştik.
Şimdi tekrar düşünün. Hiç olmazsa senelik izninizin bir kısmını, sadece deniz ve bronzlaşmadan feragat etmek karşılığında ulaşacağınız bir çok yeni deneyime ve keşfe ayırmamak için gerçek bir mazeretiniz var mı?
Nelere gidilebilir?
Yukarıda paylaşmaya çalıştığımız nedenlerle yaptığımız ve sizlere de tavsiye edebileceğimiz “sezon dışı” rotalarımız şöyle;
1- İzmir – Çeşme yarımadası : İzmir’e yapılacak hava veya kara yolu yolculuğu ardından, Çeşme, Foça, Yeni Foça, Seferihisar, Karaburun, Urla ve bunlara bağlı köyler gezilebilir.
2- İzmir – Selçuk : İzmir’e yapılacak hava veya karayolu yolculuğu ardından, Aydın, Selçuk, Şirince, Efes, Yatağan, Bozöyük gibi yerler gezilebilir.
3- Bodrum : Bodrum’a yapılacak hava veya kara yolu yolculuğu ardından, Bodrum yarımadası, Bodrum köyleri, Milas, Çökertme, Ören, Akyaka, Milas bölgesi gezilebilir.
4- Marmaris – Dalaman : Dalaman’a yapılacak hava veya kara yolu yolculuğu ardından, Dalyan, Marmaris, Köyceğiz, Datça, Turunç, Selimiye, Söğüt, Bayır, Sedir Adası, Gökova, Akyaka gibi yerler gezilebilir.
5- Dalaman – Fethiye : Dalaman’a yapılacak hava veya kara yolu yolculuğu ardından, Dalaman, Köyceğiz, Dalyan, Fethiye, Finike, Kaş, Kalkan bölgeleri gezilebilir.
6- Antalya : Antalya’ya yapılacak hava veya kara yolu yolculuğu ardından, Alanya, Side, Belek, Adrasan, Olimpos, Finike, Demre, Üçağız, Kaş gibi bölgeler gezilebilir.
