“Dümdüz Monolog…”
Her gün gittikçe biraz daha fazla kişi, her şeyi geride bırakıp köye yerleşmeyi düşünmeye başladı bu günlerde.
İnsan merak ediyor, geride bırakılacağı söylenen “her şeyi.”
Kansere çare olacak yıllarca süren araştırma mı, artık abonesi olunan bale veya opera mı, alışkanlık haline gelmiş sosyal sorumluluk projeleri mi, hangi her şey allah aşkına?
Her şeyi bırakıp… mış. Hangi her şey düşündün mü hiç?
Biraz dürüst olalım mı? En azından kendine… Hangi “her şeyden” bahsediyorsun? Kim inandırdı yaşadığın akvaryumun her şey olduğuna seni beyaz plaza çiçeği? Spor yapmak bahanesiyle bilmem kimin falancası ile yan yana koştuğun koşu bantları mı ardında bırakacağın her şeyin yoksa?
Gerçekte seni tir tir titretenin, dile getirmek için hiç bir fırsatı kaçırmadığın, parasız öğrenci yıllarından sonra nihayet sana edinme fırsatı vermesiyle ismini anlamlı kılan o kartvizitin değil mi, açıkca söylesene.
Yalan mı?
Prangaların gevşemişse hafta sonlarında yaptığın AVM ziyaretlerinin “her şey” olmadığını ikimiz de gayet iyi biliyoruz, kızma şimdi bana böyle dümdüz söylüyorum diye!
Köye yerleştiğinde gerçekten her şeyi bırakacağını düşünmüyorsun değil mi?
Yoksa zoraki aile ziyaretleri, yemek bulaşık derdi olmasın diye sürekli dışarıda yediğin içtiğin arkadaşların, kaz geleceğini düşünerek tavuğunu esirgeyemediğin yöneticilerinle Sapanca’da, Maşukiye’de, yakın sayfiyede yaptığın hafta sonu aktivitelerin mi bırakma listende yer alanlar?
Üzerinden geçen yoğun haftanın hasarını bir nebze hafifletmek, “harcamayacaksam niye kazanıyorum bu parayı o zaman ben” sorusuyla gidip dünyanın parasını döktüğün cici mekanlarda geçirdiğin zamansa bırakmaktan kast ettiğin, bırakma güzel kardeşim.